Sosyal Medya ve Kariyer
21. Yüzyılda Veri İşçisi Olmak
Dijital çağın insanları olarak kendimizi veri işçisi olarak tanımlasak yanılmış olmayız herhalde? Yaşadığımız her dakikada milyonlarca veri üretiliyor ve biz de bireyler olarak buna katkı sağlıyoruz. Nasıl mı?
Bunlardan bir kaçına ait örneği aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
Bu ve benzeri bir sürü işlemi yaparak ürettiğimiz verilerin bizimle ilişkisini tutan sistemlerde kendimiz hakkında yığınla bilgi birikmesini sağlıyoruz.
Bu veriler devletler, istihbarat örgütleri, firmalar ve onlara erişebilen insanlar tarafından çeşitli amaçlarla kullanıyor.
Bu makalemizde sosyal medya mecralarında ürettiğimiz verilerin kariyer yolumuzda nasıl etki oluşturabileceğini; kaçınmamız gereken ya da yaparsak bizi bir adım öne taşıyacak davranışların neler olabileceğini tartışacağız. Ayrıca içeriği ile alakası olmayan yaptığımız beğeni ve paylaşımların bizler hakkında nasıl ipuçları oluşturabileceğini irdeleyeceğiz.
Dijital Ayak İzlerimiz ve Sosyal CV
Merak ettiğimiz bir kelime ya da tanımadığımız bir isim duyduğumuzda yaptığımız ilk şey arama motorunda arama yapmak oluyor. Arama motorunda aradığımız kişi ile ilgili çıkan bilgilere göre belirli bir kanaatimiz oluşuyor.
Bir işe başvurduğumuzda da şirketlerin insan kaynakları bölümleri bizimle ilgili aynı süreci takip ediyorlar. Artık klasik özgeçmişimizin yanında sosyal medya mecralarında oluşturduğumuz içerikler de bizim hakkımızda insan kaynakları bölümlerine ipucu veriyor.
Dijital ayak izlerimiz takip edilerek bizimle ilgili edinilen bilgiler ya da oluşan kanaat işe alınıp alınmama noktasındaki nihai karara bir girdi oluşturabiliyor.
NTV’de yer alan bir habere göre Reppler adında bir sosyal medya görüntüleme şirketinin 300’den fazla işe alım uzmanıyla yaptığı görüşmeleri yayınladığı araştırmanın sonuçları net: İşe alım uzmanlarının %90’dan fazlası adayları sosyal ağlarda inceliyor. Bu araştırmalar için en çok takip edilen ağ Facebook iken onu sırasıyla Twitter ve LinkedIn izliyor.[1]
7 Haziran 2015 Genel Seçim öncesi milletvekili aday adaylığı seçim sürecinde ise Başbakan Ahmet Davutoğlu, milletvekili aday listelerinde karar veremedikleri yerde Google sorgusu yaptırdıklarını belirtiyor:
“Tablo net değilse, “anket gelsin ondan sonra karar vereceğiz” dedik. Bir an geldi, kaliteli iki aday. Özellikle az bilinen isimlerden. Büyük ekranda bilgileri önümüzden geçiyor. Ama resim yaşayan bir şey olmadığı için “Google”a girin, son konuşmasını çıkarın, dedim. Bir kaç ilde konuşmalarını dinledik adayların. Bazısı aday tanıtımında, bazısı bir odada konuşmada. O kişiyi konuşurken dinledim. Üslubu, edebi, hitabeti nasıl, beden dili nasıl, bir kaç ilde böyle karar verdik.”[2]
İnternette bu ve benzeri daha nice haber okumamız mümkün. Bu da bize gösteriyor ki teknoloji ve sosyal medya bir bıçak gibidir. Bu araçları doğru kullanırsak olumlu sonuçlar elde edebiliriz. Ama yanlış biçimlerde kullanırsak da kendi kariyerimizi olumsuz etkilemesi kaçınılmazdır. Öyleyse sosyal medya kullanımında dikkat etmemiz gereken noktalar neler onlara bir göz atalım.
Ne Yapmamalıyım?
Sosyal Medya İç Sesimiz Değil
Unutulmaması gereken ilk madde sosyal medyanın iç sesimiz olmadığıdır. Aklınıza gelen her şeyi ya da tüm duygularınızı sosyal medyaya dökmeniz sizi zor durumda bırakabilir.[3] Twitter, Facebook vb sosyal mecralarda küfürlü, argolu ya da uygunsuz içerikler paylaşmak çalışmakta olduğunuz iş yerinde sizi zor durumda bırakabileceği gibi yeni bir işe alımda da önünüze engel olarak çıkabilir.
Bununla ilgili en çarpıcı örneklerden biri Ak Saray’daki karşılama töreni konusunda yapılan bir yorumdur. Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Herken tören hakkında atmış olduğu bir tweet yüzünden istifaya kadar giden bir süreci yaşamıştır. Herken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı Ak Saray’da karşıladığı törende 16 Türk devletini temsilen yer alan askerlerden biri için, “Şu bornozla fotoğrafı olan kişi hangi beyliği temsil ediyor?” diye yazmıştı. Dekan, tepkiler üzerine tweet’ini silmek ve daha sonra da istifa etmek zorunda kalmıştı.[4]
Şirketlerle İlgili Olumsuz Paylaşımlarda Bulunmak
Çalıştığınız şirketle ilgili sosyal medyada yapacağınız olumsuz paylaşımlar ilk olarak işinden olmanıza sebep verebilir. İşinizden olmasanız bile iletişim sorunu olan biri olarak algılanabilirsiniz. Bu da sizin terfi sürecinize olumsuz bir girdi sağlayacaktır.
İngiltere’de Ivell Marketing and Logistics şirketinde çalışmakta olan Kimberly Swann, işinin “sıkıcı” olduğuna dair bir Facebook paylaşımı yapmış bu da işinden çıkarılmasına sebep olmuştur.[5]
Rakiplerinizle ilgili yaptığınız negatif sosyal medya paylaşımlarda ise ilerde rakip şirkette çalışma durumunuz olduğunda bir zamanlar yapmış olduğunuz olumsuz paylaşımınız hatırlanacak ve işe alınmama sebebiniz olabilecektir. Ayrıca yaptığınız eleştirilerin çalışmakta olduğunuz şirketi de zor durumda bırakabileceğini hatırdan çıkarmamanız gerekir.
Eski işyeriniz ile ilgili yaptığınız olumsuz paylaşımlar var ise işe yeni başlayacağınız yer hakkında da böyle olumsuz paylaşımlarda bulunabileceğiniz göz önüne alınabilir ve çok istediğiniz bir işe sırf bu sebepten dolayı giremeyebilirsiniz.[6]
Gizli Bilgilerin Paylaşılması
Çalıştığınız şirketle ilgili gizli bilgileri paylaştığınız takdirde bu şirketinizce disiplin suçu olarak ele alınacaktır. Bu da tazminatsız işten çıkarılmanıza sebep olacaktır. Kimi durumlarda şirket tasnifine göre gizli olmayan bir bilgiyi paylaşsanız bile işten çıkarılmanız da söz konusu olabilmektedir. Zira bazı şirketler kamunun bildiği bir bilgiyi çalışanın sosyal medya vasıtası ile kamuoyu ile paylaşmasını çalışanı işten çıkarma noktasında “bahane” ya da “mazeret” olarak ileri sürebilmektedirler.
Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda şirketinizle ilgili bilgi paylaşımlarını Kurumsal İletişim bölümlerinin yürütmesi en iyi seçenektir. Bu durum olası bir problemle mücadele noktasında sizi korunaklı bir pozisyonda bırakacaktır. Aksi takdirde işten çıkarılmaya kadar uzanan bir sürecin içerisinde bulabilirsiniz kendinizi.
“İş Arıyorum” Paylaşımları
Eğer hâlihazırda bir işiniz varsa iş aradığınızı sosyal medya mecralarında kesinlikle paylaşmamanız gerekir. Bu durum mevcut yöneticilerinizin sizinle ilgili düşünce ve planlarını olumsuz bir şekilde etkileyebilir. İlerde sizi olumlu olarak konumlandırmayı düşündükleri bir pozisyon için hakkınızı yok yere yitirebilirsiniz.
İş bulma süreci kısa bir süreç değildir. Kimi insanların iş değiştirmek için 2-3 yıl iş aradığı söz konusu olduğuna göre en sağlıklı iş arama şekli sosyal medya kanallarında bunu belli etmeden yapmanızdır.
Uygun Olmayan Fotoğraflar
İşverenler sosyal medya profilinizi incelediklerinde fotoğraflarınızla ilgili edinecekleri izlenim çok önemlidir. Zira mülakatta kendinizi tanıttığınızdan farklı bir profiliniz varsa sizinle ilgili olumsuz intiba oluşmasına bu da kapıların kapanmasına sebep olacaktır.
Psikologlar sürekli olarak kendi fotoğrafını paylaşan ya da kendilerine ait çıplaklık oranı yüksek fotoğraf paylaşanların narsist[7] kişiliğe sahip olduğuna dair çıkarımda bulunulabileceğini belirtmektedirler.[8] Bu durum işverenler tarafından fark edildiği takdirde sizin iyi bir takım oyuncusu olmayacağınızı düşünüp iş başvurunuza olumsuz dönüş yapabilirler.
Provakatif Paylaşımlar
Gelişen teknolojinin kötü niyetle kullanılması ile birlikte yanlış yönlendirme ve yönlendirilme ihtimali de artmıştır. Sosyal medya mecralarından yapılan doğru olmayan bir paylaşımı araştırmadan ve tetkik etmeden paylaşmak sizi de tasvip etmeyeceğiniz bir yanlışa sürükleyebilir. Beklenmedik bir şekilde kendinizi hukuki süreçlerin içinde bulabilirsiniz. İşiniz ve kariyeriniz olumsuz olarak etkilenebilir.
Ne Yapmalıyım?
Etki Analizi
Paylaşmadan, beğenmeden, retweet etmeden, FAV’a eklemeden önce muhakkak düşünmeniz ve geniş çaplı bir etki analizi yapmanız gerekir. Bir paylaşımınızın size, ailenize, çevrenize ve işinize yapabileceği etkileri düşünerek paylaşmanız sorunsuz bir profil sahibi olmanızda önemli bir unsurdur.
Blog Tutmak
İster işiniz ister hobiniz olsun, herhangi bir konuda düzenli olarak blog tutmak sizi ilgili alanda geliştirecek, belirli bir bakış açısına sahip olmanızı sağlayacak ve disiplin kazandıracaktır. İş arayış sürecinde sizin, bilgi ve deneyimlerini aktarmayı seven düzenli bir insan olduğunuz kanaatinin oluşmasında da çok önemli bir katkısı olacaktır. Sizinle eşit düzeyde olan ve iş arayan bir adayla kıyaslandığınızda bu durum sizin bir adım ötede olmanızı sağlayacaktır.
Ayrıca internette bir konuyu araştıran bir işverenin blogunuza denk gelmesi ve beğenmesi durumunda sizinle görüşme teklif etmesi dahi söz konusu olabilir. Ki bu da blog tutmanın ve nitelikli içerik üretmenin önemini göstermektedir.
Sosyal Kariyer Sitelerine Üyelik
İş dünyasındaki kişilerin diğer kişilerle iletişim kurmasını ve bilgi alışverişi yapmasını amaçlayan profesyonel sosyal paylaşım platformları bulunmaktadır. Bu sitelerden en bilinen ve yoğun olarak kullanılanı LinkedIn’dir. LinkedIn’de iş dünyasıyla ilgili bağlantılar kurmanın yanı sıra iş arama imkânınız bulunmaktadır. Artık İnsan Kaynakları firmaları ve profesyonelleri bu site aracılığı ile uygun olduklarını düşündükleri adaylar ile iletişime geçmektedir. 500 milyondan fazla kullanıcısı bulunan LinkedIn sosyal ağ sitesinin Türkiye üye sayısı 4 milyon 300 binden fazla olduğu belirtilmektedir.[9]
LinkedIn gibi platformları doğru kullanmak ve kariyeriniz noktasında avantaja çevirebilmek için aşağıdaki konulara dikkat edilmesi gerekir:
Temizlenmek
Makalemizde belirtilen noktalarla ilgili profilinizde size dair olumsuz izlenim oluşturabilecek paylaşımlar varsa bunları temizlemeniz önemlidir. Yapılan bir araştırmaya göre 18-34 yaş aralığında olanlar olumsuz olarak algılanabileceklerini düşündükleri paylaşımlarını profillerinden kariyerlerini negatif etkilememesi açısından sildiklerini söylemişlerdir.[11]
İnsan Kaynakları danışmanı olan Esra Öziskender’in bu konudaki tavsiyeleri şu şekildedir:
“Altın kural şu: Profilinizi sizin en değer verdiğiniz insanlar incelerse ne hissedeceğinizi düşünerek öyle hazırlayın; bu kişiler aileniz, en samimi arkadaşınız, en değer verdiğiniz müşteriniz veya eski veya şimdiki patronunuz olabilir. Böylece eğer yeni bir işveren veya sizinle çalışmak isteyen birisi profilinizi görürse: “Senin Facebook Profilini gördüm” dedikleri zaman panik yaşamazsınız.”[12]
Büyük Veri & Kariyer
Bundan önceki bölümlerde bahsedilen konular yapılması ve kaçınılması gereken noktaları açıkça görebileceğimiz ve tahmin edebileceğimiz maddeleri içeriyordu. Şimdi bahsedeceğimiz konu ise daha karmaşık ve hiç de aklımıza gelmeyecek bilgi parçacıklarının bizimle ilgili sağladığı ipuçları ile ilgili olacak. Büyük Veri’nin (Big Data) bizim kariyerimize etkisi neler olabilir onu tartışacağız.
Büyük Veri: “Sosyal medya paylaşımları, ağ günlükleri, bloglar, fotoğraf, video, log dosyaları vb. gibi değişik kaynaklardan toparlanan tüm verinin, anlamlı ve işlenebilir biçime dönüştürülmüş biçimine” deniyor.[13]
Büyük Veri sayesinde bilgisayar bilimcileri paylaştığımızın farkına bile varmadan bizimle ilgili saklı özellikleri tahmin eden modeller geliştirebilirler. Hiçbir sosyal medya mecrasında paylaşmamış olsak bile siyasi tercihimiz, cinsiyetimiz, dinimiz, yaşımız, zekâmız, tanıdığımız insanlara ne kadar güvendiğimiz, ilişkilerinizin ne kadar güçlü olduğu gibi konularda bizimle ilgili çıktı üretebilirler.
Peki, bunu nasıl başarabilmektedirler? Bizim verilerimizi milyonlarca insanın verileriyle kıyaslayıp küçük davranış kalıplarından elde ettikleri çıktıları kullanarak.
Bu konuyla ilgili en çarpıcı örnek Jennifer Golbeck’in TED konuşmasında bahsettiği “Kıvrık Patates Kızartması Muamması” sunumunda yer almaktadır.[14]
Bu sunumda insanların Facebook'ta neleri beğendiklerine bakıp sadece beğendikleri şeylere bakarak insanlarla ilgili tahminlerin yer aldığı bir araştırmadan söz edilmektedir. İlgili araştırmaya ait makalede yüksek zekanın en iyi göstergesi olan beş beğeni listeleniyor ve bunların arasında kıvrık patates kızartmasının beğenildiği bir sayfa da bulunuyor. Kıvrık patates kızartmasını seviyor olmamız ortalama bir insandan daha zeki olduğumuz anlamına gelmez. Nasıl oluyor da zekâmızın en iyi göstergesi içeriği ölçülen özellikle hiç bir ilgisi olmayan bir sayfayı beğenmek oluyor? Bunun temelinde sosyolojik bir teori olan homofili yattığını belirtiyor Jeniffer Golbeck. Bu teori insanların kendileri gibi olan kişilerle dost olduklarını söyler. Eğer zekiyseniz zeki insanlarla dost olma eğilimindesinizdir, gençseniz genç insanlarla dost olma eğiliminiz vardır.
Homofili teorisini daha iyi anlamak için Mesnevi’de Hz. Mevla’nanın Leylek ile Karga hikâyesine göz atalım:
Hikmet sahiplerinden biri şöyle anlattı: Bir kargayla bir leyleğin beraber uçtuğunu, beraber yemlendiğini gördüm. Şaşırdım kaldım; derken aralarındaki birlik nedir, onu bulayım diye hallerine dikkat ettim.
Şaşkın bir hâlde yaklaştım. Baktım, gördüm ki ikisi de topaldı.[15]
Jennifer Golbeck bilgilerin sosyal ağlarda hastalıkların yayılması ile aynı şekilde yayıldığından bahsetmektedir: “Gördük ki viral videolar, Facebook beğenileri ya da diğer bilgiler sosyal ağlarda hastalıkların yayılması ile aynı şekilde yayılıyor. Bu uzun zamandır üzerinde çalıştığımız bir konu. Bütün bu bilgileri bir araya getirerek böyle şeylerin neden olduğunu görmeye başlayabilirsiniz. Size bir hipotez verecek olsam bu sayfayı zeki bir insanın başlattığını ve bunu ilk beğenen kişilerden birinin de bu testte iyi puan aldığını söylerdim. Onlar beğendiler, zeki arkadaşları bunu gördü ve böylece bu onlara da yayıldı. Böylece bu sayfa ağ boyunca zeki insanlar arasında yayılmış oldu ve sonunda kıvrık patatesi beğenme sayfası yüksek zekanın göstergesi haline geldi. İçeriği için değil ama beğenme eylemini gerçekleştiren kişilerin ortak özelliklerinden dolayı.”
Görüldüğü gibi bilim insanları ve teknoloji üreten firmalar bizimle ilgili bu tarz tahminler yaparak hakkımızda çeşitli sonuçlar elde edebilme imkânına sahiptirler. Bu tarz bilgilerin İnsan Kaynakları firma ve personelleri ile paylaşabileceğini göz önünde bulundurursak haberimiz olmadan sosyal medyanın bizimle ilgili nasıl çıktılar üretilebileceği konusunda ciddi soru işaretlerimiz oluşacaktır.
Bu durum bilişim hukukunun gelişmesi, kişisel verilerin gizliliği ve mahremiyet alanında farkındalığın artması ile önüne geçilebilecek bir konudur. Ancak, mevcut durum itibariyle sosyal medyayı kullanırken ne kadar dikkatli olmamız gerektiği ve kariyerimizle ilgili nasıl çıktılar üretebileceği konusunda çarpıcı bir örnek olarak kalmaya devam etmektedir.
[1] http://www.ntv.com.tr/arsiv/id/25432157
[2] https://www.akparti.org.tr/site/haberler/550-kisi-de-ayni-degerdedir/72890#1
[3] http://www.yetenekvekariyer.com/twitterda-kariyerinizi-etkileyebilecek-5-hata/
[4] http://www.diken.com.tr/dusakabinogullari-istifa-getirdi-o-kiyafete-bornoz-diyen-dekan-gorevinden-ayrildi/
[5] http://edition.cnn.com/2009/LIVING/worklife/08/24/cb.job.social.medial.pitfalls/
[6] http://www.yetenekvekariyer.com/twitterda-kariyerinizi-etkileyebilecek-5-hata/
[7] Narsisizm veya özseverlik, kişinin kendisine tapması, kabaca tabirle kişinin kendisine âşık olması olarak tanımlanan bir terimdir. https://tr.wikipedia.org/wiki/Narsisizm
[8] Prof. Dr. Kemal Sayar, Sosyal Medya’nın Yan Etkileri, https://www.youtube.com/watch?v=kM5j_unyoQ4
[9] http://sosyalmedya.co/linkedinin-turkiyedeki-kullanici-sayisi/
[10] http://www.slideshare.net/osmanfc/kariyer-yolculuunda-sosyal-medya
[11] http://www.adweek.com/socialtimes/delete-social-media-posts/488610
[12] http://hrlinkmakaleler.blogspot.com.tr/2010/01/sosyal-platformlarin-kariyerinize_24.html
[13] https://tr.wikipedia.org/wiki/Büyük_veri
[14] http://www.ted.com/talks/jennifer_golbeck_the_curly_fry_conundrum_why_social_media_likes_say_more_than_you_might_think
[15] Mevlana, Mesnevi, II. cilt, Tercüme: Abdülbâki Gölpınarlı
Dijital çağın insanları olarak kendimizi veri işçisi olarak tanımlasak yanılmış olmayız herhalde? Yaşadığımız her dakikada milyonlarca veri üretiliyor ve biz de bireyler olarak buna katkı sağlıyoruz. Nasıl mı?
Bunlardan bir kaçına ait örneği aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
- Bir arama motoruna girip araştırma yapmamız.
- E-posta kutumuza gelen e-postaları okumamız ve yeni e-postalar yazmamız.
- Sosyal medya hesaplarından yaptığımız paylaşımlar ve beğeniler.
- Marketten market kartı ile alışveriş yapmamız.
- Benzinlikten üye kartı ile benzin almamız.
- Trafik ve güvenlik kameralarının önünden geçmemiz.
Bu ve benzeri bir sürü işlemi yaparak ürettiğimiz verilerin bizimle ilişkisini tutan sistemlerde kendimiz hakkında yığınla bilgi birikmesini sağlıyoruz.
Bu veriler devletler, istihbarat örgütleri, firmalar ve onlara erişebilen insanlar tarafından çeşitli amaçlarla kullanıyor.
Bu makalemizde sosyal medya mecralarında ürettiğimiz verilerin kariyer yolumuzda nasıl etki oluşturabileceğini; kaçınmamız gereken ya da yaparsak bizi bir adım öne taşıyacak davranışların neler olabileceğini tartışacağız. Ayrıca içeriği ile alakası olmayan yaptığımız beğeni ve paylaşımların bizler hakkında nasıl ipuçları oluşturabileceğini irdeleyeceğiz.
Dijital Ayak İzlerimiz ve Sosyal CV
Merak ettiğimiz bir kelime ya da tanımadığımız bir isim duyduğumuzda yaptığımız ilk şey arama motorunda arama yapmak oluyor. Arama motorunda aradığımız kişi ile ilgili çıkan bilgilere göre belirli bir kanaatimiz oluşuyor.
Bir işe başvurduğumuzda da şirketlerin insan kaynakları bölümleri bizimle ilgili aynı süreci takip ediyorlar. Artık klasik özgeçmişimizin yanında sosyal medya mecralarında oluşturduğumuz içerikler de bizim hakkımızda insan kaynakları bölümlerine ipucu veriyor.
Dijital ayak izlerimiz takip edilerek bizimle ilgili edinilen bilgiler ya da oluşan kanaat işe alınıp alınmama noktasındaki nihai karara bir girdi oluşturabiliyor.
NTV’de yer alan bir habere göre Reppler adında bir sosyal medya görüntüleme şirketinin 300’den fazla işe alım uzmanıyla yaptığı görüşmeleri yayınladığı araştırmanın sonuçları net: İşe alım uzmanlarının %90’dan fazlası adayları sosyal ağlarda inceliyor. Bu araştırmalar için en çok takip edilen ağ Facebook iken onu sırasıyla Twitter ve LinkedIn izliyor.[1]
7 Haziran 2015 Genel Seçim öncesi milletvekili aday adaylığı seçim sürecinde ise Başbakan Ahmet Davutoğlu, milletvekili aday listelerinde karar veremedikleri yerde Google sorgusu yaptırdıklarını belirtiyor:
“Tablo net değilse, “anket gelsin ondan sonra karar vereceğiz” dedik. Bir an geldi, kaliteli iki aday. Özellikle az bilinen isimlerden. Büyük ekranda bilgileri önümüzden geçiyor. Ama resim yaşayan bir şey olmadığı için “Google”a girin, son konuşmasını çıkarın, dedim. Bir kaç ilde konuşmalarını dinledik adayların. Bazısı aday tanıtımında, bazısı bir odada konuşmada. O kişiyi konuşurken dinledim. Üslubu, edebi, hitabeti nasıl, beden dili nasıl, bir kaç ilde böyle karar verdik.”[2]
İnternette bu ve benzeri daha nice haber okumamız mümkün. Bu da bize gösteriyor ki teknoloji ve sosyal medya bir bıçak gibidir. Bu araçları doğru kullanırsak olumlu sonuçlar elde edebiliriz. Ama yanlış biçimlerde kullanırsak da kendi kariyerimizi olumsuz etkilemesi kaçınılmazdır. Öyleyse sosyal medya kullanımında dikkat etmemiz gereken noktalar neler onlara bir göz atalım.
Ne Yapmamalıyım?
Sosyal Medya İç Sesimiz Değil
Unutulmaması gereken ilk madde sosyal medyanın iç sesimiz olmadığıdır. Aklınıza gelen her şeyi ya da tüm duygularınızı sosyal medyaya dökmeniz sizi zor durumda bırakabilir.[3] Twitter, Facebook vb sosyal mecralarda küfürlü, argolu ya da uygunsuz içerikler paylaşmak çalışmakta olduğunuz iş yerinde sizi zor durumda bırakabileceği gibi yeni bir işe alımda da önünüze engel olarak çıkabilir.
Bununla ilgili en çarpıcı örneklerden biri Ak Saray’daki karşılama töreni konusunda yapılan bir yorumdur. Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Herken tören hakkında atmış olduğu bir tweet yüzünden istifaya kadar giden bir süreci yaşamıştır. Herken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı Ak Saray’da karşıladığı törende 16 Türk devletini temsilen yer alan askerlerden biri için, “Şu bornozla fotoğrafı olan kişi hangi beyliği temsil ediyor?” diye yazmıştı. Dekan, tepkiler üzerine tweet’ini silmek ve daha sonra da istifa etmek zorunda kalmıştı.[4]
Şirketlerle İlgili Olumsuz Paylaşımlarda Bulunmak
Çalıştığınız şirketle ilgili sosyal medyada yapacağınız olumsuz paylaşımlar ilk olarak işinden olmanıza sebep verebilir. İşinizden olmasanız bile iletişim sorunu olan biri olarak algılanabilirsiniz. Bu da sizin terfi sürecinize olumsuz bir girdi sağlayacaktır.
İngiltere’de Ivell Marketing and Logistics şirketinde çalışmakta olan Kimberly Swann, işinin “sıkıcı” olduğuna dair bir Facebook paylaşımı yapmış bu da işinden çıkarılmasına sebep olmuştur.[5]
Rakiplerinizle ilgili yaptığınız negatif sosyal medya paylaşımlarda ise ilerde rakip şirkette çalışma durumunuz olduğunda bir zamanlar yapmış olduğunuz olumsuz paylaşımınız hatırlanacak ve işe alınmama sebebiniz olabilecektir. Ayrıca yaptığınız eleştirilerin çalışmakta olduğunuz şirketi de zor durumda bırakabileceğini hatırdan çıkarmamanız gerekir.
Eski işyeriniz ile ilgili yaptığınız olumsuz paylaşımlar var ise işe yeni başlayacağınız yer hakkında da böyle olumsuz paylaşımlarda bulunabileceğiniz göz önüne alınabilir ve çok istediğiniz bir işe sırf bu sebepten dolayı giremeyebilirsiniz.[6]
Gizli Bilgilerin Paylaşılması
Çalıştığınız şirketle ilgili gizli bilgileri paylaştığınız takdirde bu şirketinizce disiplin suçu olarak ele alınacaktır. Bu da tazminatsız işten çıkarılmanıza sebep olacaktır. Kimi durumlarda şirket tasnifine göre gizli olmayan bir bilgiyi paylaşsanız bile işten çıkarılmanız da söz konusu olabilmektedir. Zira bazı şirketler kamunun bildiği bir bilgiyi çalışanın sosyal medya vasıtası ile kamuoyu ile paylaşmasını çalışanı işten çıkarma noktasında “bahane” ya da “mazeret” olarak ileri sürebilmektedirler.
Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda şirketinizle ilgili bilgi paylaşımlarını Kurumsal İletişim bölümlerinin yürütmesi en iyi seçenektir. Bu durum olası bir problemle mücadele noktasında sizi korunaklı bir pozisyonda bırakacaktır. Aksi takdirde işten çıkarılmaya kadar uzanan bir sürecin içerisinde bulabilirsiniz kendinizi.
“İş Arıyorum” Paylaşımları
Eğer hâlihazırda bir işiniz varsa iş aradığınızı sosyal medya mecralarında kesinlikle paylaşmamanız gerekir. Bu durum mevcut yöneticilerinizin sizinle ilgili düşünce ve planlarını olumsuz bir şekilde etkileyebilir. İlerde sizi olumlu olarak konumlandırmayı düşündükleri bir pozisyon için hakkınızı yok yere yitirebilirsiniz.
İş bulma süreci kısa bir süreç değildir. Kimi insanların iş değiştirmek için 2-3 yıl iş aradığı söz konusu olduğuna göre en sağlıklı iş arama şekli sosyal medya kanallarında bunu belli etmeden yapmanızdır.
Uygun Olmayan Fotoğraflar
İşverenler sosyal medya profilinizi incelediklerinde fotoğraflarınızla ilgili edinecekleri izlenim çok önemlidir. Zira mülakatta kendinizi tanıttığınızdan farklı bir profiliniz varsa sizinle ilgili olumsuz intiba oluşmasına bu da kapıların kapanmasına sebep olacaktır.
Psikologlar sürekli olarak kendi fotoğrafını paylaşan ya da kendilerine ait çıplaklık oranı yüksek fotoğraf paylaşanların narsist[7] kişiliğe sahip olduğuna dair çıkarımda bulunulabileceğini belirtmektedirler.[8] Bu durum işverenler tarafından fark edildiği takdirde sizin iyi bir takım oyuncusu olmayacağınızı düşünüp iş başvurunuza olumsuz dönüş yapabilirler.
Provakatif Paylaşımlar
Gelişen teknolojinin kötü niyetle kullanılması ile birlikte yanlış yönlendirme ve yönlendirilme ihtimali de artmıştır. Sosyal medya mecralarından yapılan doğru olmayan bir paylaşımı araştırmadan ve tetkik etmeden paylaşmak sizi de tasvip etmeyeceğiniz bir yanlışa sürükleyebilir. Beklenmedik bir şekilde kendinizi hukuki süreçlerin içinde bulabilirsiniz. İşiniz ve kariyeriniz olumsuz olarak etkilenebilir.
Ne Yapmalıyım?
Etki Analizi

Blog Tutmak
İster işiniz ister hobiniz olsun, herhangi bir konuda düzenli olarak blog tutmak sizi ilgili alanda geliştirecek, belirli bir bakış açısına sahip olmanızı sağlayacak ve disiplin kazandıracaktır. İş arayış sürecinde sizin, bilgi ve deneyimlerini aktarmayı seven düzenli bir insan olduğunuz kanaatinin oluşmasında da çok önemli bir katkısı olacaktır. Sizinle eşit düzeyde olan ve iş arayan bir adayla kıyaslandığınızda bu durum sizin bir adım ötede olmanızı sağlayacaktır.
Ayrıca internette bir konuyu araştıran bir işverenin blogunuza denk gelmesi ve beğenmesi durumunda sizinle görüşme teklif etmesi dahi söz konusu olabilir. Ki bu da blog tutmanın ve nitelikli içerik üretmenin önemini göstermektedir.
Sosyal Kariyer Sitelerine Üyelik
İş dünyasındaki kişilerin diğer kişilerle iletişim kurmasını ve bilgi alışverişi yapmasını amaçlayan profesyonel sosyal paylaşım platformları bulunmaktadır. Bu sitelerden en bilinen ve yoğun olarak kullanılanı LinkedIn’dir. LinkedIn’de iş dünyasıyla ilgili bağlantılar kurmanın yanı sıra iş arama imkânınız bulunmaktadır. Artık İnsan Kaynakları firmaları ve profesyonelleri bu site aracılığı ile uygun olduklarını düşündükleri adaylar ile iletişime geçmektedir. 500 milyondan fazla kullanıcısı bulunan LinkedIn sosyal ağ sitesinin Türkiye üye sayısı 4 milyon 300 binden fazla olduğu belirtilmektedir.[9]
LinkedIn gibi platformları doğru kullanmak ve kariyeriniz noktasında avantaja çevirebilmek için aşağıdaki konulara dikkat edilmesi gerekir:
- Sizi ve yeteneklerinizi doğru ifade eden ve sizi yansıtan bir profil oluşturmanız.[10]
- Kullandığınız fotoğrafın iş dünyasının ciddiyetine uygun olması.
- Sertifika, ödül ve hobilerinize profilinizde yer vermeniz.
- Bir profesyonel ile bağlantı kurma talebi iletirken bağlantı kurma sebebinizi de iletmeniz davetiyenizin kabul edilmesi noktasında önemli olacaktır. Dolayısıyla bu konuya dikkat etmeniz.
- Beraber çalıştığınız arkadaşlarınızın ve yöneticilerinizin sizinle ilgili olumlu referans yazmaları.
- Gündemi, markaları, grupları ve önemli kişileri takip etmeniz.
Temizlenmek
Makalemizde belirtilen noktalarla ilgili profilinizde size dair olumsuz izlenim oluşturabilecek paylaşımlar varsa bunları temizlemeniz önemlidir. Yapılan bir araştırmaya göre 18-34 yaş aralığında olanlar olumsuz olarak algılanabileceklerini düşündükleri paylaşımlarını profillerinden kariyerlerini negatif etkilememesi açısından sildiklerini söylemişlerdir.[11]
İnsan Kaynakları danışmanı olan Esra Öziskender’in bu konudaki tavsiyeleri şu şekildedir:
“Altın kural şu: Profilinizi sizin en değer verdiğiniz insanlar incelerse ne hissedeceğinizi düşünerek öyle hazırlayın; bu kişiler aileniz, en samimi arkadaşınız, en değer verdiğiniz müşteriniz veya eski veya şimdiki patronunuz olabilir. Böylece eğer yeni bir işveren veya sizinle çalışmak isteyen birisi profilinizi görürse: “Senin Facebook Profilini gördüm” dedikleri zaman panik yaşamazsınız.”[12]
Büyük Veri & Kariyer
Bundan önceki bölümlerde bahsedilen konular yapılması ve kaçınılması gereken noktaları açıkça görebileceğimiz ve tahmin edebileceğimiz maddeleri içeriyordu. Şimdi bahsedeceğimiz konu ise daha karmaşık ve hiç de aklımıza gelmeyecek bilgi parçacıklarının bizimle ilgili sağladığı ipuçları ile ilgili olacak. Büyük Veri’nin (Big Data) bizim kariyerimize etkisi neler olabilir onu tartışacağız.
Büyük Veri: “Sosyal medya paylaşımları, ağ günlükleri, bloglar, fotoğraf, video, log dosyaları vb. gibi değişik kaynaklardan toparlanan tüm verinin, anlamlı ve işlenebilir biçime dönüştürülmüş biçimine” deniyor.[13]
Büyük Veri sayesinde bilgisayar bilimcileri paylaştığımızın farkına bile varmadan bizimle ilgili saklı özellikleri tahmin eden modeller geliştirebilirler. Hiçbir sosyal medya mecrasında paylaşmamış olsak bile siyasi tercihimiz, cinsiyetimiz, dinimiz, yaşımız, zekâmız, tanıdığımız insanlara ne kadar güvendiğimiz, ilişkilerinizin ne kadar güçlü olduğu gibi konularda bizimle ilgili çıktı üretebilirler.
Peki, bunu nasıl başarabilmektedirler? Bizim verilerimizi milyonlarca insanın verileriyle kıyaslayıp küçük davranış kalıplarından elde ettikleri çıktıları kullanarak.
Bu konuyla ilgili en çarpıcı örnek Jennifer Golbeck’in TED konuşmasında bahsettiği “Kıvrık Patates Kızartması Muamması” sunumunda yer almaktadır.[14]
Bu sunumda insanların Facebook'ta neleri beğendiklerine bakıp sadece beğendikleri şeylere bakarak insanlarla ilgili tahminlerin yer aldığı bir araştırmadan söz edilmektedir. İlgili araştırmaya ait makalede yüksek zekanın en iyi göstergesi olan beş beğeni listeleniyor ve bunların arasında kıvrık patates kızartmasının beğenildiği bir sayfa da bulunuyor. Kıvrık patates kızartmasını seviyor olmamız ortalama bir insandan daha zeki olduğumuz anlamına gelmez. Nasıl oluyor da zekâmızın en iyi göstergesi içeriği ölçülen özellikle hiç bir ilgisi olmayan bir sayfayı beğenmek oluyor? Bunun temelinde sosyolojik bir teori olan homofili yattığını belirtiyor Jeniffer Golbeck. Bu teori insanların kendileri gibi olan kişilerle dost olduklarını söyler. Eğer zekiyseniz zeki insanlarla dost olma eğilimindesinizdir, gençseniz genç insanlarla dost olma eğiliminiz vardır.
Homofili teorisini daha iyi anlamak için Mesnevi’de Hz. Mevla’nanın Leylek ile Karga hikâyesine göz atalım:
Hikmet sahiplerinden biri şöyle anlattı: Bir kargayla bir leyleğin beraber uçtuğunu, beraber yemlendiğini gördüm. Şaşırdım kaldım; derken aralarındaki birlik nedir, onu bulayım diye hallerine dikkat ettim.
Şaşkın bir hâlde yaklaştım. Baktım, gördüm ki ikisi de topaldı.[15]
Jennifer Golbeck bilgilerin sosyal ağlarda hastalıkların yayılması ile aynı şekilde yayıldığından bahsetmektedir: “Gördük ki viral videolar, Facebook beğenileri ya da diğer bilgiler sosyal ağlarda hastalıkların yayılması ile aynı şekilde yayılıyor. Bu uzun zamandır üzerinde çalıştığımız bir konu. Bütün bu bilgileri bir araya getirerek böyle şeylerin neden olduğunu görmeye başlayabilirsiniz. Size bir hipotez verecek olsam bu sayfayı zeki bir insanın başlattığını ve bunu ilk beğenen kişilerden birinin de bu testte iyi puan aldığını söylerdim. Onlar beğendiler, zeki arkadaşları bunu gördü ve böylece bu onlara da yayıldı. Böylece bu sayfa ağ boyunca zeki insanlar arasında yayılmış oldu ve sonunda kıvrık patatesi beğenme sayfası yüksek zekanın göstergesi haline geldi. İçeriği için değil ama beğenme eylemini gerçekleştiren kişilerin ortak özelliklerinden dolayı.”
Görüldüğü gibi bilim insanları ve teknoloji üreten firmalar bizimle ilgili bu tarz tahminler yaparak hakkımızda çeşitli sonuçlar elde edebilme imkânına sahiptirler. Bu tarz bilgilerin İnsan Kaynakları firma ve personelleri ile paylaşabileceğini göz önünde bulundurursak haberimiz olmadan sosyal medyanın bizimle ilgili nasıl çıktılar üretilebileceği konusunda ciddi soru işaretlerimiz oluşacaktır.
Bu durum bilişim hukukunun gelişmesi, kişisel verilerin gizliliği ve mahremiyet alanında farkındalığın artması ile önüne geçilebilecek bir konudur. Ancak, mevcut durum itibariyle sosyal medyayı kullanırken ne kadar dikkatli olmamız gerektiği ve kariyerimizle ilgili nasıl çıktılar üretebileceği konusunda çarpıcı bir örnek olarak kalmaya devam etmektedir.
[1] http://www.ntv.com.tr/arsiv/id/25432157
[2] https://www.akparti.org.tr/site/haberler/550-kisi-de-ayni-degerdedir/72890#1
[3] http://www.yetenekvekariyer.com/twitterda-kariyerinizi-etkileyebilecek-5-hata/
[4] http://www.diken.com.tr/dusakabinogullari-istifa-getirdi-o-kiyafete-bornoz-diyen-dekan-gorevinden-ayrildi/
[5] http://edition.cnn.com/2009/LIVING/worklife/08/24/cb.job.social.medial.pitfalls/
[6] http://www.yetenekvekariyer.com/twitterda-kariyerinizi-etkileyebilecek-5-hata/
[7] Narsisizm veya özseverlik, kişinin kendisine tapması, kabaca tabirle kişinin kendisine âşık olması olarak tanımlanan bir terimdir. https://tr.wikipedia.org/wiki/Narsisizm
[8] Prof. Dr. Kemal Sayar, Sosyal Medya’nın Yan Etkileri, https://www.youtube.com/watch?v=kM5j_unyoQ4
[9] http://sosyalmedya.co/linkedinin-turkiyedeki-kullanici-sayisi/
[10] http://www.slideshare.net/osmanfc/kariyer-yolculuunda-sosyal-medya
[11] http://www.adweek.com/socialtimes/delete-social-media-posts/488610
[12] http://hrlinkmakaleler.blogspot.com.tr/2010/01/sosyal-platformlarin-kariyerinize_24.html
[13] https://tr.wikipedia.org/wiki/Büyük_veri
[14] http://www.ted.com/talks/jennifer_golbeck_the_curly_fry_conundrum_why_social_media_likes_say_more_than_you_might_think
[15] Mevlana, Mesnevi, II. cilt, Tercüme: Abdülbâki Gölpınarlı
Yorumlar
Yorum Gönder